bugün
yenile
    1. 8
      +
      -entiri.verilen_downvote
      t: ismet özel şiiridir. tam adı -tırnaklar dahil- "içimden şu zalim şüpheyi kaldır ya sen gel ya beni oraya aldır" şeklindedir. ayrıca; "nicedir kavrayamam haller içinde halim" diyerek şu; (#2282733) halime tanı koyandır. "insanlar hangi dünyaya kulak kesilmişse öbürüne sağır o ferah ve delişmen gözüken birçok alınlarda betondan tanrılara kulluğun zırhı vardır" üstadın kendi sesinden; link --- spoiler --- ağzının bir kıvrımından cesaret bularak ter yürekte susayışlar yaratan yağmurlara açıldım kalmışsa tomurcuklar önünde sendeleyen çocuklar kalmışsa birkaç ısrar ölümle yarışacak onların yardımıyla dünyamıza acıdım. dünya. çıplak omuzlar üstünde duran. herkes alışkın dölyatağı borsalarla ağulanmış bir dünyaya benimse dar çünkü dargın havsalamın gücü yok bazı şeyleri taşımaya. önce kalbim lânete çarpa çarpa gümrah sonra kalbim gümrah ırmakları tanımaktan kaygulu sakın styks sularını heyulâsı sanmayın er gövdesinde dolaşan bulutun simyası bu, biraz üzgün ve ömer öfkesinde biraz öyle hisab katındayım ki katlim savcılardan sorulmaz ne kireç badanalı evlerde doğmuş olmak ne ellerin hırsla saban tutuşu ne fabrikalarda biteviye üretilmekte olan kahır dev iştihasıyla bende kabaran aşkı yetmez karşılamaya. insanlar hangi dünyaya kulak kesilmişse öbürüne sağır o ferah ve delişmen gözüken birçok alınlarda betondan tanrılara kulluğun zırhı vardır çelik teller ve baruttan çatılınca iskeletim şakaklarıma dayanınca güneş can çekişen bir sansar edasıyla uğultudan farkedilmez olunca konuştuğum kadınların sahiden doğurduğuna toprağın da sürüldüğüne inanmıyorum nicedir kavrayamam haller içinde halim demiri bir hecenin sıcağında eriyor iken gördüm bir somunu bölünce silkinen gökyüzünü su içtiğim tas bana merhaba dedi, duydum duydum yağmurların gövdemden ağdığını. sen ol küçük bir kıvrımdan, bir heceden aşk için bir vaha değil aşka otağ yaratan sen ol zihnimde yüzen dağınık şarkıları bir harfin başlattığı yangın ile söndür beni bir ses sahibi kıl, kefarete hazırım öyle mahzun ki hüzün ciltlerinde adına rastlanmasın. --- spoiler ---
    2. 7
      +
      -entiri.verilen_downvote
      "insanlar hangi dünyaya kulak kesilmişse öbürüne sağır o ferah ve delişmen gözüken birçok alınlarda betondan tanrılara kulluğun zırhı vardır" derdi üstad. bu sözün sözler içinde bir yeri vardı. bir gençlik perdesi gözümden kalktığı gün bu söz asıl anlamını kavradı. ismet özel şiirleri hep ilgimi çekmişti ama bulaşmak istememiştim. şairin o kapalı dünyasına girdiğimde başıma gelecekleri sezebiliyordum. çünkü bazı şeylerin farkında olmak insana ağır bir yük yüklüyor. farkındalık güzel fakat bir o kadar da acı. işte ismet özel'in farkındalığının şiire yansıması da insanın dimağında acı bir tat bırakıyor. ben korkak bir insan olduğum kansındayım. hayatı yaşamaktan korkan bir insan. puslu kıtalar atlası'ndaki uzun ihsan efendi gibi. tabi onun kadar engin bir düş dünyam hiç olmadı. belli başlı şeyler etrafında dönüp dolaşan kısır bir düşünce silsilesi. hayatı yaşamaktan beni alıkoyan şeyin de ne olduğu konusunda en ufak bir fikrim yok. kulak kesildiğim dünya ise melâli ve yorucu bir dünya. işte bu sebepten şairin acı, net ve keskin dünyasından uzak durdum. ne var ki bazı zamanlar bir söz insanın dimağına mıh gibi gelip çakılıyor. bu mıhı çıkarmak için günlerdir ismet özel şiirleri okuyorum, dinliyorum. okudukça mıh daha da dibe batıyor. mıh battıkça hayattan anlık kopmalar yaşıyorum. kendi betondan putuma ilk baltayı vurduğumda etrafımdakilerin parlak ve delişmen alınlarındaki kulluk zırhını gördükçe insanlığa ve kendime yabancılaşıyorum. halbuki onlar kadar iyi, onlar kadar kötü ve yine onlar kadar riyakârım. kimi zaman gün içinde kalabalık bir grubun arasında o kadar bunalıyorum ki kendimi ismet özel şiirleri okurken buluyorum. kalabalıklar içinde kendini hesaba çekmenin ağırlığının tarifi pek de mümkün olmuyor.
    3. 0
      +
      -entiri.verilen_downvote
      Bir İsmet Özel şiiri. "... Çünkü dargın havsalamın Gücü yok bazı şeyleri taşımaya. ..."